İstanbul Bağımlılık Terapi Merkezi
İletişim ve Randevu 0505 767 58 85
BAĞIMLILIK DSM-IV TANI KRİTERLERİ
Madde kullanımı bir ruhsal bozukluk değildir fakat madde bağımlılığı ruhsal bir hastalıktır.Kişiye bağımlı tanısı konulabilmesi için son 12 içinde aşağıdaki 7 kriterden en az 3 tanesinin bulunması gerekir
1-Tolerans Geliştirme: Kullanılan madde kişide eskisi kadar etki etmediği ve keyif vermediği için maddenin dozunu arttırılır. Örneğin kişi günde 2 adet sigara içiyorsa buna tolerans gösterebilir ve aynı keyfi ve etkiyi alabilmek için kullanılan sigara sayısını arttırır.
2-Yoksunluk Belirtileri (Withdrawal): Kişi kullandığı maddeyi azalttığı veya kestiği takdirde maddenin vücuttan çekilmesiyle bazı olumsuz fizyolojik ve psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Kişi, bu belirtilerden uzaklaşmak için kullandığı maddeye devam eder. Örneğin kişi maddeyi bıraktığında mide bulantıları, kusma, baş dönmesi, halsizlik, sinir, gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
3- Düşündüğünden Daha Uzun Süre Ve Yüksek Dozlarda Madde Kullanımı.
4-Maddeyi Bırakmaya Yönelik Düşünceler Ve Bu Girişimlerin Başarısız Olması.
5-Maddeyi Temin Etmek Ve Kullanmak İçin Uzun Süre Zaman Harcamak.
6-Madde Kullanım Yüzünden Sosyal, Kültürel Ve Kişisel Etkinliklerin Azalması Ya Da Tamamen Terk Etmek.
7-Madde Kullanımı Fiziksel, Psikolojik Ya Da Sosyal Sorunlara Yol Açmasına Rağmen Kullanmayı Sürdürmek
BAĞIMLILIK DÖNGÜSÜ
Kişi bağımlı olmadan önce madde kullanmaya merak ya da baskıyla başlar ve bir defalık kullanımdan sonra aynı ortamda tekrar bulunma ya da yaşadığı hazzı tekrar yaşama isteğiyle maddeyi elde etmek ister ve kötüye kullanımdan sonra bağımlı olur. Merakla başlayan bağımlılık hali, madde kullanmayı bırakmak istedikten veya bıraktıktan sonra dahi yoksunluk belirtileriyle veya uyarıcılar nedeniyle tekrar başlanabilir ve bu konuda hem uzman hem de aile desteğine ihtiyaç vardır. Bağımlılık döngüsü şu şekilde tekrarlayabilir;
RİSK FAKTÖRLERİ
Yaş, cinsiyet, ailesel faktörler,çevre, genetik, davranış bozuklukları, kişilik özellikleri, ekonomik sorunlar, işsizlik ve boşanmış aileler gibi faktörler kişinin bir maddeye veya nesneye bağımlı olmasını etkileyen risk faktörleridir. Özellikle ergenlikteki kişilik yapısı, ailenin baskıcı veya ihmalkar yapısı çocuğun isyankar olmasıyla doğru orantılıdır ve arkadaş çevresinde madde kullanan kişiler varsa, madde kullanımına özenen genç bir defalık kullandıktan sonra bile bağımlı olabilir. Aynı şekilde işsizlik, ekonomik sorunlar, ailede madde kullanan bireylerin olması, psikolojik sorunlar veya çevrede madde kullanan kişilerin bulunması kişiyi madde, alkol, veya diğer bağımlılık yapan madde kullanmaya itici faktörlerdir.
ETKİLER
1-FİZİKİ ETKİLER: Alkol, madde, internet, sigara, ve diğer bağımlılık yapan madde/nesnenin etkileri fiziki etkileri birbirinden farklıdır. Örneğin, alkol bağımlılığı kişide sinir, şişmanlık, yüzde kızarıklık, yaparken, sigara bağımlılığı kilo kaybına, deri sararmasına, vb. gibi sonuçlara neden olabilir. Fakat birbirinden farklı etkilerin yanı sıra madde, alkol, nikotin ve uçucu maddeler ilk kullanmaya başlandığında kişide, kilo kaybı, içe kapanma, tedirginlik, gibi belirgin özellikler ortaya çıkar. Bu konuda özellikle ailelerin, değişiklikleri gözlemlemesi ve tedbirli olması bağımlılık oluşumunun engellenmesinde çok önemlidir.
2-SOSYAL VE MADDİ ETKİLER: Fiziki etkilerin yanı sıra bağımlılık çeşitlerinin çoğunda; maddi kayıplar, aile içi huzursuzluk, sosyal çevreden uzaklaşma, iş hayatında sorunlar, öz bakımın azalması, ve asosyal bir yaşam gibi olumsuz etkileri vardır.
TÜRKİYE’DE ALKOL VE MADDE KULLANIM ORANLARI VE YAYGINLIK (EPİDEMİYOLOJİ)
2004 yılında İstanbul'da 15 ilçede lise ikinci sınıf öğrencileri ile yapılan bir çalışmada yaşam boyu esrar kullanımı %5,8, uçucu madde kullanımı %5,9, extacy kullanımı %3,1, eroin kullanımı %1,6 olarak bulunmuştur.
2001 yılında lise ikinci sınıf öğrencileri ile yapılan benzer bir çalışma ile karşılaştırıldığında esrar kullanımının %75,7, uçucu kullanımının %40,5, extacy kullanımının %287,5 eroin kullanımın ise %100 arttığı görülmüştür.
Türkiye’de 2002’de kişi başına tüketilen saf alkol miktarı 1.4 litreydi. OECD’nin(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) son ölçümü yaptığı 2010’da söz konusu miktar 1.5 litre olarak kaydedildi. Çünkü OECD’nin hesaplaması içilen içki miktarı üzerinden değil, bir litre içkideki saf alkol oranı üzerinden yapılıyor.
BAĞIMLILIK TEDAVİSİ
Bağımlılık tedavisi psikiyatri kliniklerinde alanında uzman kişiler (Psikiyatrist, psikiyatrist hemşireleri ve uzman psikologlar ) tarafından ayakta veya yatarak yapılır. İlaç tedavisi ve terapi süreci gerektirir. Arındırma (detoksifikasyon) yöntemiyle vücudun maddeden temizlenmesi amaçlanır. Bu süreçte özellikle manevi destek ve hastanın kendi isteği bağımlılıktan kurtulmak için en önemli aşamadır.
0533 373 81 23